15.12.2009

artvin tarihi (livane)


 
Artvin Tarihine İlişkin*
Bazı bulgulardan yolaçıkılarak varılan sonuçlara göre Artvin’in Tunç Devrinden beri yerleşim yeri olduğu anlaşılmaktadır. MÖ 3000’li yıllarda bazı yerleşim alanları olduğu belirlenmesine karşın, bunların kimliğine ilişkin bir bilgiye ulaşılamamıştır.

Bazı bulgulara dayanılarak Kars, Çıldır yörelerinde MÖ 10.000-8.000’li yıllara denk düşen Cilalı Taş Devrinde insanların yaşaması, Artvin’in de aynı dönemlerde yerleşim yeri olabileceği düşüncesine neden olmaktadır.

Ancak MÖ 4000-3000 yıllarına ait olduğu saptanan bakır baltalar ve MÖ 3000-2000 yıllarına ait olduğu saptanan tunç baltalar ve başka bazı aletlerden yolaçıkılarak bu dönemlerde, yani günümüz itibariyle yaklaşık 5000-6000 yıllık bir geçmişi olduğu düşüncesi ağırlık kazanmaktadır.

1930 yılında Şavşat’ın Merya (şimdiki adı Veliköy) köyü ile 1955 yılında Yusufeli’nin Nigzivan (şimdiki adı Demirköy) köyünde bulunan bazı baltaların, 1936 yılında Posof’taki Mere Kalesinde bulunan Hurrilerden kalma baltalarla aynı döneme ait olduğu saptanmıştır. Buna bağlı olarak da, Artvin bölgesinin saptanabilen ilk yerleşenlerinin (MÖ 2000’ler) Orta Asya kökenli Hurriler olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonra sırasıyla Kimmerler (MÖ 720), İskitler (MÖ 680) oldu. 3. ve 4. yüzyılda Hıristiyanlık yayılmaya başladı. 415 yılında Bizans egemenliği kuruldu. Halife Osman döneminde (646) ise Arap-İslam egemenliğine girdi. Bütün bu yüzyıl boyunca İslam güçleriyle Bizans arasında sürekli el değiştiren Artvin, 1068 yılında Selçuklu egemenliğine geçti. Bir süre sonra kısa bir dönem Gürcülerin denetimine alındı. Ancak bu uzun sürmeyerek yeniden Selçuklu denetime girdi.

13. yüzyılda gerçekleşen Moğol ve İlhanlı egemenliği ardından Artvin önce Akkoyunlulara, sonra da Şehzade Selim’in (1. Selim) Trabzon sancakbeyi olduğu dönemde (1481-1512) Osmanlılara bağlandı. Bir dönem Safevi, birkaç kere de yeniden Gürcü denetimine alındı. 1551 yılında Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa tarafından kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı.

1578 yılında Ardanuç, Şavşat ve Yusufeli ile birlikte Çıldır eyaletine bağlandı.

Tanzimat Döneminde ise Trabzon Vilayetinin Batum Sancağına bağlı bir kaza olarak kaldı.

19. yüzyıl boyunca değişik zamanlarda çeşitli işgallere uğradı. 1828’deki Rus işgali, ertesi yıl 14 Eylül 1829 tarihli Edirne Antlaşması ile sona erdi. Osmanlı-Rus Savaşı (1877-1878) sonrasında yapılan antlaşma gereği Artvin yeniden Ruslar tarafından işgal edildi. 1. Dünya Savaşına (1914-1918) dek süren bu işgal süresince çeşitli biçimlerde örgütlenerek direnişe başladı. Bu direniş örgütlerinin en bilineni Teşkilat-ı Mahsus adlı örgüttür.

1914 yılında Melo Sınır Taburu, Rusları yenerek Artvin’i kurtardı. Ancak 4 ay kadar süren bu dönemden sonra Ruslar, Artvin’i yeniden denetim altına aldı.

1917 Ekim Devrimi nedeniyle Çarlık yönetiminin yıkılmasıyla yeni kurulan Sovyetler, Erzincan Mütarekesi uyarınca (18 Aralık 1917) Artvin ve Şavşat’ı boşalttı. Ancak ertesi yıl (28 Aralık 1918) yapılan Mondros Mütarekesi uyarınca Artvin İngilizler tarafından işgal edildi. İngiliz işgalinin yerini 2,5 yıl sonra (7 Nisan 1920) ise Gürcü işgali aldı. 22 Şubat 1921 tarihinde Gürcistan güçlerinin Artvin ve Ardahan’ı boşaltmasının ardından birkaç gün içinde bu yerler Türkiye topraklarına katıldı.

1924 yılında il olan Artvin, 1933 yılında ilçeye dönüştürülerek Rize’ye bağlandı. 1936’da Çoruh adı verilerek yeniden il yapıldı. 1956 yılında ise adı tekrar Artvin olarak değiştirildi.

Artvin, Kuzeydoğu Anadolu ile birlikte düşünüldüğünde, Artvin ve çevresindeki öteki yerleşim yerlerinin binlerce yıla uzanan tarihinde kültürel etkileşimin boyutunu kestirmek tam olanaklı değil. Ancak yaşamın her alanında bir biçimde gözlenebilecek ve çoğu da geçmişle bağlantısı kurulamayan birtakım verileri, sözkonusu tarihiyle ilişkilendirmek belki en uygun açıklama olur.


* Kaynak: Bekir Karadeniz ● Artvinli Halk Şairleri (AAKYD Yayınları, 2002)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yeni yorum

Artvin Dailymotion Video

>